Haiku Defteri
“Yazının Haiku Hali”nde haiku evrenini geniş açıdan; tanımlarıyla, uzamıyla, felsefesiyle; yazma ve okuma pratikleriyle birlikte ele alıp aktaran Pelin Özer
“Haiku Defteri”ni “yazmak” odağında kurguladı.
“Haiku Defteri”nde bu alana göz kırpan katılımcılardan boş getirdikleri defterlerini dolu götürmeleri bekleniyor. Ancak bu beklenti mükemmel haikulara ya da kendini bir haiku şairi-yazarı olarak tanımlamaya odaklanmıyor. Zira Öğretilemeyen Şeyler’de asıl önemsenen yazma aracılığıyla haiku ruhuna ve her alanda yaratıcılığın hayatı dönüştüren olanaklarına uyanılması.
Yazınsal türler söz konusu olduğunda her birinin “yazma hali” de farklılık gösterir; dolayısıyla onları yaratım süreçleri, kapsamları, yöntemleri, zorluk ve kolaylıkları vb. bağlamında bundan bağımsız değerlendirebilmemiz mümkün değil. Yazarlığın niteliğini belirleyen en önemli etkenlerden biri de yaratıcının zihinsel, ruhsal, bedensel bütünlüğüyle uyum sağlayabilecek, kudretlerini açığa çıkarabilecek o en elverişli türe —ya da türlere— meylederken aynı zamanda bünyesine en uygun olan “yazma hali”yle buluşması. Haiku yazmayı deneyimlemek böylesi bir yöntemin de araştırılmasıdır aynı zamanda.
Haiku aracılığıyla ruhsallıkta ve onun uzantısı olarak aktifleşen, yazan elde kendiliğinden bir açılma, esneme sağlanması kaçınılmaz. Katılımcıların başından itibaren aktif rol alacağı bu haiku atmosferinde yoga pratiklerine benzer, akışkanlığı ve kendiliğindenliği önemseyen bir çalışma modeli deneyimlenecek.
Bir arada ve aynı zamanda yalnız da olabilmenin koşullarını sağlayıp bir öneri olarak sunan bu özel buluşma doğası gereği sadece birkaç saatlik sürelere değil tüm hayata yayılıyor. Birlikte ve yalnızken defterlere hecelerin ekilmesi kadar onların açık tutulması da önemli. Bu sayede haiku okumanın ve yazmanın eşit derecede yaratıcı eylemler olduğu deneyimlenirken haikularda dile gelenin aynı zamanda bu türün anonim doğasını da cömertçe ortaya serdiği de hatırlatılıyor.
2003’ten bu yana ara vermeden haiku yazmayı ve yayımlamayı sürdüren Pelin Özer, seçtiklerini 2021’den bu yana “Her Güne Bir Haiku” başlığı altında Bir+Bir dergisinde (www.birartibir.org) ve derginin sosyal medya hesaplarında yayımlıyor. Haikuya sanat terapisi çalışmalarında yer veren Özer bazı multidisipliner çalışmalarda da haikularıyla yer alıyor. Macar besteci Máté Balogh tarafından bestelenen on iki haikusu (“Karşılıklı Konuşma”) ünlü kontralto Judit Rajk’ın "Stolen Time" (2020) albümünde yer aldı. Yurtiçi ve yurtdışında çeşitli haiku çalışmaları gerçekleştiren ve haikuları pek çok yabancı dile çevrilen; bir haikusuyla 2010’de Boğaziçi Kitap Fuarı’nda düzenlenen Haiku Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü’ne değer görüldü.
P. Ö. katılımcıları haikuyu derinlemesine kavrayacakları; pek çok boyutuyla yazarak deneyimleyecekleri özel bir haiku atmosferinde ağırlayacak.
Haiku çalışması; amatör ya da profesyonel, yazıyla ve sanatın her dalıyla uğraşan kişiler için esinleyicidir. Yazan, yazmaktan çekinen, yazdıklarını gizleyen, yazmaktan ziyade okumakla, okuduğuna derinlemesine nüfuz etmekle ilgilenen herkes için şifalı ve yol-zihin açıcı bir çalışmadır. 7’den 70’e herkesin haiku’dan alacak ve haiku’ya verecek bir şeyleri mutlaka vardır.